5 Ekim 2012

Turizm gibi benm arkadaşım ! Nereye gitmek istersen ordasın :)

Arkadaş ya da dost kelimesi, anlam olarak size ne ifade ediyor bilemem. Ki bence siz de bilemezsiniz; gerçekten sıfatına layık biriyle daha tanışmamışsanız. İyi olmasından bahsetmiyorum dikkatinizi çekerim(!) çünkü kesinlikle bu insanın 'iyi' olmasına gerek yok. Sadece dostluk sıfatına layık olmaktan bahsediyorum.
Nasıl mı ?

  •  En zor zamanlar vardır ya hani; anne baba üstünüze gelir sizi hiç anlamaz, eski erkek arkadaş hortlar dengenizi şaşırtır, yeni birileri olur ne karar verseniz bilemessiniz, iş yeri boğmuştur ya daa ne biliiimm kırmızı topukluyu mu almalısındır yoksa taşlı babeti mi :p vs.. Bu zamanlarda senin sağ beynin çalışıyorsa, sol beynin olmali sol çalışıyorsa sağ olmalı! Mantık çercevesinde bişileri hallederken kalbin olmali, duygu selleri içinde boğulmuş  'ama napiiimmmmm seviyoruuğğmmm' dediğiniz zamanlarda beyniniz olmalı... Kısaca hep olmalı ! 
  •    Kumbaranız ortak olmalı.. Cüzdanınız para dolu olduğunda harcıcanız tek insan, olmadıdamı isticeniz tek adres olmalı... Her zaman milyon dolarlar içinde gezmiyoruz. Harcadıkça çoğalır hem :)
  •   Son arananlarda her zaman ilk 3'te yerini korumalı sırasını kimseye vermemeli çünkü her zaman paylaşcak bişi, anlatılacak bi dedikodu mutlaka vardır ! Hiç görmediğiniz, tanışma olasılığınız olmayan insanların hayatını ailesinden daha iyi bilir hale gelirsiniz :) Yeterki boş zaman değerlensin ...
  •    En güzel zamanlarınızdan bahsetmiyorum bile bedenen yanınızda olcak die bi kaide yok çünkü çoktan bi eline telefonu almış dier eli ağzında -ki büyük ihtimal parmaklarındaki minik etleri yiyodur :) - yüzünde şapşal bi gülümsemeyle sizden gelişmeleri bekliyodur. 
  •  Ve her zaman her şey günlük güneşlik olmayabilir tahammül sınırınız aşılmıştır ki bide benm gibi ota boka sinir yapan huysuz bi tipseniz vay haline o kişinin :) alttan almalı bıkmadan usanmadan ben senin nolursa olsun yanındayım cümlesini kendi dilinde kurmalı size.. 
  •    Ruhunuz olmalı, güzelliğinize güzellik katmalı, hava basmalı ' o ne demek istediğimi bilir benm ' :)
  •   Öyle bakmalıki gözlerinize 160 karaktere gerek duymadan bi çırpıda anlamalı o an ne düşündüğünüzü, ne demek istediğinizi !
  • Menfaat mi ? Bu kelime sözlüğünde bile olmamalı!

   Ben bu sıfata layık insana sahibim! Evet, en zor zamanlarımda kalbim de olmuştur beynim de! Son aramalarda hep ilk 3'te ! Bana sabredebilme,alttan alma gücüne hayran olduğum ve sırf bu yuzden bile cok büyük minnet borclu olduğum, gözlerime baktığında ne demek istediğimi anlayan, hiç bir zaman çıkar ilişkisi olmayan bi 'arkadaş' , gerçek dost... Evimde her zaman senin için bir oda olacak ! Seviorum seni bu yazıyı üstüne alınan yaratık (:

Ah Sensiz...



'Zerdali* güzeli gözlerinle bak bana..' Bu şarkıyı geç keşfetmiş olabilirim! Bayıldım!!! Tavsiye üstüne tavsiye dinlenmeli, müziğin ruhun gıdası olduğuna kanıtı bence ... 


zerdali; kayısı ağacının küçük meyveli bir türü,bu ağacın acı çekirdekli meyvesi.

28 Eylül 2012

Rüyalarını ver bana, kendini değil. Olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil...

   Size hiç duygular ya da hisler başkasının ağzından anlatıldı mı ? Ben bir kaç gündür aslında bir haftadır kimin nasıl nerde niçin yaşadığını bilmeden yazdığı sözler üzerine bestelerin giydirilmiş halleriyle duygular dinliyorum.. Kilitlenmek gibi... İfade edemediğinden değil biliyorum daha net anlatabiliceğinden dolayı böyle bir şey yapıyor olabilir..Belkide böyle başladık böyle sürsün diye.. Kim bilir... Şarkıların cevap olmasına alışmışken, 'oku' uyarısıyla Cemal Meriç'in Lamia Hanıma yazmış olduğu mektuplar hatırlatıldı -yapmış olduğum ya da söylemiş olduğum bir denyoluktan dolayı olduğunu düşünüyorum.- ... Hiç tereddüt etmeden başladım...
....
  Ben Ezeli Bir Mağlubum…
 Mektuplarını üzülerek okudum. Sen ki son liman, son ümit, son dost, ilk ve son sevgilisin. Sen ki yıldızım, sen ki annem, sen ki çocuğumsun… Acılarımla hırçınlaştığına üzüldüm. Istıraplarım çok mu çirkin, çok mu çocukça? Onları senden mi gizleyeceğim?
Sahneye maskeyle çıkmak! Ben aktör değilim. Sesinin tonunda minnacık bir soğuyuş hissettiğim an yokum. Acılarımın kaynağı sensin, evet ama hayatımın kaynağı da sensin, senin için ve seninle yaşıyorum. Sen uçuruma yuvarlanırken tutunulan dal, sen vaha, sen bütün hayal kırıklıklarımın dudaklarında ümitleştiği kadın. …
Sen bütün kitaplardan daha derinsin, sana yazdığım mektuplardan utanıyorum, kendi kendini oku. … BİLİYORUM Kİ BENİMSİN Ve gece bir deniz kızı gibiydi. Şarkılarla başladı yıldız yıldız; köpük köpük. Kah bir çöl rüzgarı gibi yakıcı, kah bir çöl gecesi kadar serin. Hangi beste sözün musikisiyle, sözün füsunuyla boy ölçüşebilir. Kelime kanattır, kelime buse. Ve gece bir deniz kızı gibi başladı. Harikulade gözleri vardı gecenin.
Ve saçları bir kucak alevdiler ve dudaklarında bütün yaraları kapayan, bütün zilletlerin hatırasını silen bir iksir. … Salzburg tuzlalarına atılan kuru dallar, bir zaman sonra bir kristal hevengi olarak çıkartılırmış; artık dal kaybolurmuş, gözleri kamaşırmış insanın. Kainatta farkına vardığımız her yeni güzellik, bizi hayrete düşüren bir keşif olup çıkar. Aa, deriz, tıpkı onun sesi, tıpkı onun bakışı, tıpkı onun kahkahası. Kristalizasyon yüzünden günün birinde kendi yarattığımız bir hayale aşık olduğumuzu, hayretler içinde görürüz. Tecrübe güvensizlik yaratır.
 Gittikçe kristalizasyon kabiliyetimiz azalır. Aşkın hazları, ilham ettiği korkular ölçüsünde büyüktür. … Yalnız seninim. Ve yalnız beni düşündüğün müddetçe aşkımızın ömrü ebedidir. Büyüyü ancak ihanetin bozar. Manevi ihanetin. Bir an için gözbebeklerinde raksedecek herhangi bir yabancı hayal, o zaman bu rüya bir kabusa döner ve bir uçurumun kıyısında uyanırsın. … MEKTUPLARIN BÜYÜLÜ BİR AYNA Karanlıklardayım. Ve cinnetin sesi yüzümü kamçılıyor; bir baykuş kahkahası, bir kobra ıslığı…
Karanlıklardayım. Zindanımı aydınlatan tek ışık cıvıltılarınızdı. Yıldızım benim. Ve uzaklardasınız. … Çöldeki kumlar gibi susuzum, canım benim, çatlayan topraklar gibi susuzum. Ve mektupların nisan yağmuru. Hind’in turnaları gökkubbeden dökülen damlaları toprağa düşmeden içerlermiş. Kelimeler alnımı, ruhumu serinleten birer buse. Onları senin ellerin yazmış, güzel ellerin. Bir afyonkeş gibi akşamı bekliyorum. Postacı geç uğruyor.. Bu acılar saadetin gölgesi, bu acılar vuslatın dikenli yolu. Bu acılar araf. … Arzın bütün mevsimleri vardı mektuplarında, göğün bütün ışıkları vardı.
Şimdi yıldız yıldızdı kelimeler, şimdi şimşek şimşek. Arada gök kararıyordu. Sonra vuslat gibi güzel bir fecir. Mektupların fırtınayla doluydu, meltemle doluydu, lema ile doluydu, yani Lamia’mla doluydu. Kuşlar tarlada mı şakıyorlardı, içimde mi? … Merhaba canım benim. Sen aşkın bütün hazinelerini büyük bir titizlikle fatihine saklayan gerçek kadın. Yalnız kelimelerin değil, rüyaların bile bakir. … Rüyalarını ver bana, kendini değil. Olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil. …
...
 Cemil Meriç’in Jurnal adlı kitabından sadece  bir bölümü... Kim kayıtsız kalabilir ki ?
Hala Jurnal’i okumadıysanız mutlaka başlayın herhangi bir sayfasından…  Ben başladım her hangi bir yerden, sonuda mutlaka gelmeli...